5 senedir ev kavramı içerisinde geçen yılbaşı arkadaş toplaşkılarını bir üst boyuta taşıma girişimimiz az sayıdaki katılımcı için enteresan bir deneyim olarak sonuçlandı.


Bu yazının başlığı ve konusu yılbaşı "yemeğimiz" üzerine kurulu olabilirdi, hatta olması beklenirdi. Ama heyhat..  Abant Petro Club yılbaşı balosundan Elif'in bitli piyadeye raporunda tanımladığı üzere "swissotel new year's welcome party" performansı beklemiyor olsak da yemekleriyle meşhur ilimiz Bolu'nun güzide ilçesinde, nice futbolcumuzu beslemiş bu mutfaktan şahsi beklentim bir nebze olsun yüksek idi. Gel gör ki sayısal anlamda gerçekten zengin olan açık büfeden seçtiğimiz mezeler başarısız kelimesinin manasını tam olarak karşılamakta olup, hayal kırıklıklarımızdan sadece biriydi. Sıcak yemeklerden mezgit Elif'i, ne üdüğü cok da belli olmayan et sote de Erhan ve Deniz'i idare etse de benim tavuk sotemin daha once başka bir yemek halinde servise sunulmuş olma ihtimali yok değildi. Dolayısıyla Erhan'ın bol limon ve zeytin yağıyla harmanladığı salata ve her daim beyaz peyniri takip eden kuryemiş, rakı ve şaraba katık edildi.




Ve yemek ile ilgili soylenebilecekler bu kadar kısa sürede tükenince ortam ile ilgili 2 kelam etme zamanı geldi.
İlk bakışta bizleri soke eden balo salonu fazla tasvire gerek olmadan gözde canlanabilmesi açısında "sünnet düğünü salonu" olarak ifade edilebilir. Bu ifadeye son rütüşu atmak için "florasan ışık" detayını da eklemek gerekir. Hiç ellemesen sevimli bir dağ tesisinin şirin restaurantı olabilecek bu salon, oradan buradan sallanan yılbaşı süsleri, sandalye süsleri, masa süsleri ile kendine yazık etmiş.

Sahnede de piyanist santor, kendini klarnet sanan saksafon ve sesini fazla zorlayan solistimiz, gereğinden yüksek bir volumde şakıyor. Yılbaşı çekilişi de bizi teğet geçince salonda durmanın bir gereği kalmıyor, içerideki dansözlere inat, 2009 ateş başında tamtam dansı ile kışkışlanıyor.



Ertesi sabah ayılıp kafalarımızı kaldırmamız pek erken olamıyor, haliye tesisteki kahvaltıyı kaçırıyoruz (ne yazık...) Ve böylelikle 2010 un ilk kahvaltısı için şu enfes mekanı buluyoruz:



Abant yolu üzerinde Petro Club a 200 m. mesafedeki bu içkisiz tesiste bir gece önce kararından bir parca fazla alkol almış bünyelermiz için harika bir kahvaltı sofrası hazırlanıyor. Mekan çok şirin; kedi, köpek, ördek, horoz ne ararsan var. Bir de 1 Ocak'ta bahar havası; gözleri kamaştıran, sırtı ısıtan güneş, değmeyin keyfimize! :)

Soframız ilk etapta peynir, zeytin, domates, salatalık, bal, recel, kaymak, kızarmış köy ekmeğiyle şenlenşiyor. Orman havası, mis gibi cay ve ibrikteki buz gibi dağ suyuda iştahları daha da acıyor.


Yeter mi, yetmez!
Haydi gelsin güveçte sucuk ve köy peyniri, patates kızartması, sigara böreği, sahanda yumurta!



Uzun keyifli bir sohbet =Uzun lezzetli bir yeni yıl kahvaltısı 

Kişi başı 15 tl lik bu lezzet şöleninde aile boyu doyuyoruz, 2010 a pek tatlı başlıyoruz!