Bu başlığın altında, tabi ne aradığınızla da çok alakalı ama, aslında 1 haftalık Barcelona gezimizin anlamlı bir özetini bulmak mümkün.
Şöyle başlayalım...
Mekana ait amerikan servisin evvelki bir ziyarette Elif'in iş arkadaşı tarafından hatıra olarak alınışı, Barcelona'ya gittiği öğrenilince tavsiyelerle Elif'e verilişi ve bizimle tekrar anavatanına dönüş hikayesi paralelinde Elif'in daha Havaşla şehre giriş anımızda gözüne takılan TXAPELA Tapas restauranta ertesi günlerde bir Park Güell gezisi yorgunluğuyla atıyoruz kendimizi. İlk Tapas & Sangria deneyimimiz için tam anlamıyla en uygun ortam. Bahsi geçen ve aynı zamanda menu vasifesi gören amerikan serviste görselleri ve fiyatları ile beraber tapas çeşitlerini buluyor, numaralarını garson abiye sıralamak suretiyle bir dizi tapas ı hupletme girişimini başlatıyoruz.
Hoşgeldiniz:)
İki Topaç
Yediklerimiz
Takipçiler
- Amasra (1)
- Antakya (1)
- Antalya (1)
- Assos (1)
- Atina (1)
- Balık (5)
- Barcelona (4)
- Berlin (2)
- Bira (3)
- Burger (1)
- Cupcake (2)
- Çeşme (3)
- Çikolata (1)
- Datça (1)
- Dondurma (1)
- Ege Mutfağı (2)
- Gökçeada (1)
- Hamburger (1)
- İstanbul (5)
- İtalya (1)
- Kahvaltı (7)
- Kapadokya (1)
- kebap (5)
- Kokoreç (1)
- Krep (1)
- Kumru (1)
- künefe (1)
- Londra (3)
- Makarna (1)
- Mangal (2)
- Meksika (1)
- meze (2)
- Milano (1)
- Muffin (1)
- Ocakbaşı (1)
- Paris (1)
- Pazar (1)
- Pide (1)
- pizza (3)
- Polenezköy (1)
- Roma Dondurması (2)
- Salata (3)
- Sosis (1)
- Şarap (1)
- Tapas (2)
- yöresel yemekler (1)
- Zeytinyaglı (1)
Yine saatler süren yürüyüşün ardından yine açlık başa vuruyor ki tam da yerinde, La Rambla'nın ortasında "Mercat de la Boqueria" nın hemen de önündeyiz. İçeri girişimiz ve ne yiyeceğimize karar verişimiz arasında baya bir zaman geçtiğini karınlarımızdan gelen çığlıkları farkettiğimizde idrak ediyoruz. Ama pırıl pırıl meyveler, iştah açıcı sebze, kuruyemiş ve tuhaf tuhaf balıklar ilgimizi ve iştahımızı cezbediyor, her tezgahın önünde dakikalar geçirmiş ve biraz da atıştırmış buluyoruz kendimizi. Bizim balık pazarının cook daha büyük, cok daha renkli, canlı ve heyecanlı versiyonu, ve tabi itiraf etmek gerekir ki daha turistik...
Bir mucize eseri yetiştiğimiz uçağımız Antalya'ya aksam saatlerinde iniyor. Kadir'in yeri'nden bizi almaya gelen transfer aracımızın söförü Ali Abi ile Antalya havaalanı-Olympos arası yolculuğumuza başlıyoruz. Yol uzun, Ali abi hoşsohbet. 1 saat kadar yol aldıktan sonra "açmıyız çocuklar?" diye soruyor. Akşam yemeği yememişiz, bir de üzerine stresli bir yolculuk bizi hayli acıktırmış. Ali Abi'nin bir köftecisi var yol üzerinde "Antalya'ya her inişimde dönüşte mutlaka uğrarım diyor". Son dönemde hamburger ve köfteyle fazlaca haşırneşir olmuş midelerimiz için ilk tercih olmasa da o dakika itibariyle tek seçenek gibi görünen bu teklife hayır diyemiyoruz. Göynük kavşağını geçince sağa çekiyor Ali Abi, İstanbul'da da yol kenarlarında sıkca karşılaştığımız ve pek başarılılarını taddığımız arabacı köftecilerinden biri burası. Yani ilk bakışta...
Erhan kokoreçi kuru ben domatesli seviyorum. Vercoşkuyu ikimizin de damak tadına hitap eden, hem Erhan'ın hem de benim bayıldığımız, yediğimiz en güzel kokoreçi yapıyor. Ve işte mutlu sonnn:
"Hah en sonunda vardık" dedik. Toscana ovasının ortasında bir tepede süper bir orta çağ şehri ve kalesi... Yukarı doğru çıkmaya başladığımızda buranın San Gimignano değil de Volterra diye başka bir orta çağ köyü olduğunu anlamamız zor olmadı zira tabela da öyle yazıyordu. Hadi dedik buraya da girelim.
İyi ki de girmişiz...Koca İtalya'da Roma dondurmasını en iyi yapan , Dünya Gelato Dondurma Şampiyonun bir dükkanı da buradaymış. Ben zaten kocaman "World number 1" yazısını görünce direk daldım. Gazete küpürleri, Amcanın kupa ile fotoğrafları falan ferken, 3 top Gelato dondurmayı hüpletmeye başlamıştım.
Dondurma deyince Assos Antik Limandaki Kervansaray otelin hemen yanındaki dondurmacıyı da Türkiye'de tek geçerim. Sakızlı, Ballı bademli dondurmaları mükemmel.
Roma dondurması başlığının altında bahsedilmesi gereğinde ısrarcı olduğum bir diğer başarılı oluşum ise Barcelona da yer alıyor. Jaume Metrosu'nun cok yakınında Calle Llibreteria daki "Gelatti Di Marco". Roma dondurmasının her şeylisini yapan bu tükkanda seçim yapma konusu insanı hayli sıkıntıya sokuyor. Mangolu, Avakadolu, Karpuzlu, nerdeyse 1000 çeşit var! Ben son dönemin trendi "Mojito"lu olan ile her daim favorim karamelliden götürüyor Mojito'yu hayli başarılı buluyorum.