Kahvaltısına doyamadığımız Maria'yı bu kez de aksam yemeği için bahcesinde ziyaret ediyoruz. Malesef bu kez kış gercekten gelmiş bahçede değil ama bir o kadar şirin iç mekanda oturuyoruz. Ziyaretimizin kutsal nedeni Ufuk'un askere gidişi, neşeli bir masayı güzel yemeklerle donatma vakti.
Sonrasında deniz ürünleri kategorisine geciyoruz ki masayı asıl mest eden kısım bu oluyor. Kalamar Akordeon, Ahtapot ve Midyeli Salma...
Ahtapot ve kalamar da Yunanistan’dan getiriliyor. (bu kısmı cok anlamadım :) Ege'nin bu kıyısında yok mu sanki?)
İsimleri birbirinden çekici tatlıları garson da oyle bir betimliyor ki hayali kendinden daha lezzetli. Çikolatalı sufle, karadutlu cheesecake, çikolatalı browni, ayva tatlısı ve bahcenin rüyası! Tatlılar sunumları& görünüşleriyle de büyülüyor. Herkes hepsinden bir lokma alıyor tabi. Ancak beraberinde soylenen 1 buyuk rakı ve saraptan mıdır bilinmez tatlılar beklenen tadı vermiyor. Damaklar bu macerayı ufak da olsa hüsranla bitiriyor.
İşte o an mekandaki sessizlik bizim gürültümüzü bastırıyor. Canlı müzik çoktan susmus, masalar temizlenmiş, Maria abla günü kapamak için kasaya geçmiş.. Boylece Maria'nın bahcesinde tadından yenmez bir cumartesi aksamı daha geçmiş gitmiş...
0 yorum:
Yorum Gönder